BM ve İsveç STK’sından İsveç’in nefret suçuyla mücadele edememesine yönelik eleştiri
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) ve İsveç merkezli İnsan Hakları Savunucuları adlı sivil toplum kuruluşu, yayınladıkları çeşitli raporlarda İsveç yazılarının ve polisin nefret suçlarıyla mücadelesindeki yetersizliğine dikkat çekti.
Aşırı sağcı siyasetçi Rasmus Paludan’ın İsveç’in başkenti Stockholm’deki Türkiye Büyükelçiliği yakınında Kuran-ı Kerim yakmasının ardından ülkede nefret suçları ve hukukun sağladığı koruma yeniden gündemde.
Merkezi Stockholm’de bulunan İnsan Hakları Savunucuları adlı grubun raporunda, Paludan’ın bahar aylarında “sözde seçim gezisi” kapsamında ülkenin birçok yerinde Kuran-ı Kerim’e saldırdığı ve bazı yerlerde Kuran-ı Kerim yaktığı belirtildi. 2022. , bunun bir “nefret suçu” olduğuna işaret edildi.
Paludan’ın nefret suçlarından yargılanması için polise resmi şikayette bulunan grubun Hukuk Müdürü John Stauffer, raporda, “İsveç’te azınlık grupları nefret suçlarına karşı koruyan yasalar var. Paludan’ın haddi aştığını düşünüyoruz. ifade özgürlüğünden.” sözünü kullandı.
İsveç mahkemelerinde emsal yok
İsveç mahkemelerinin Kur’an-ı Kerim yakma konusunda bir emsali bulunmadığını ve Paludan’ın eylemine göre karar verilmesi gerektiğini vurgulayan Stauffer, “Mahkemenin bu eylemlerin nefret suçu olduğuna dair bir karara varmasını umuyoruz” dedi. değerlendirmesinde bulunmaktadır.
Öte yandan nefret suçlarına ilişkin İsveç yasalarındaki eksikliklere dikkat çekilen raporda şu uyarılara yer verildi:
“İnsan Hakları Savunucuları, günümüzün nefret suçları yasalarının gerekli korumayı sağlamadığına inanıyor. Yasa polis, İsveç adli makamları ve mahkemeler tarafından zar zor uygulanıyor. Bu, yasanın yalnızca kağıt üzerinde olduğu ve uygulamada hiçbir koruma olmadığı anlamına gelir. ve nefret suçu vakalarına daha geniş bir bağlamda bakmalı.”
Ülkede nefret suçları artarken Müslümanların daha çok hedef alındığına dikkat çekilen raporda, “Ancak çok az dava kovuşturulmakta veya sonunda ceza verilmektedir.” eleştirildi
Raporda ayrıca, İsveç’te nefret suçlarıyla mücadele edilemediğine ilişkin Birleşmiş Milletler (BM) de dahil olmak üzere birçok uluslararası eleştirinin olduğuna dikkat çekildi.
BM: İsveç’teki azınlıkların polise inancı yok
Öte yandan 31 Ekim-4 Kasım tarihlerinde İsveç’e giden ve saha çalışması yapan bir grup BMİHYK uzmanının görüşlerine dayanan raporda, ülkedeki “sistematik ırkçılığa” yönelik eleştiriler dikkat çekti.
Raporda, “İsveç, sistemik ırkçılıkla mücadelede daha ileri adımlar atmalı ve polis ile azınlık grupları arasında yeniden güven tesis etmeye yönelik stratejilere odaklanmalı.” terimi yer aldı.
Ülkede sistematik ırkçılıkla ilgili daha fazla veri toplanması gerektiğine işaret edilen BM raporunda, “İsveç’te halkın genel olarak polise güvendiğini duyuyoruz. Ancak ırk ayrımcılığına maruz kalan topluluklarla yaptığımız görüşmelerde, polisten korktular.” bilgiler paylaşıldı.
BM değerlendirmesinde, sistem içerisinde azınlıklara yönelik daha fazla koruyucu uygulamaların olması gerektiği belirtildi.